Sevgili Ruhum, Bu senin hikayen ve
doğandan/doğamızdan ve geleceğinden/geleceğimizden sen de sorumlusun.
Anbean yaptığın seçimlerden; öncesinden ve sonrasından,
İnsanlık onurunu koruyarak, kendine, ötekine ve gerçekliğe sahip çıkmaktan,
Kendini korumak kadar ötekine ve gerçekliğe zarar vermemekten,
Kaynağını/kaynaklarımızı bilinçle kullanmaktan ve temiz yeni kaynaklar yaratmaktan,
Bir yetişkin olarak içsel çocuğundan ve evreninden olduğu kadar geleceğe ne kalacaksa onu sürdürülebilir kılmaktan,
Ve meta anlatıların zorunluluklarıyla dolu yaşamda, yaşamını/ortak yaşamımızı “yeterince iyi” bir yaşama dönüştürmekten sen de sorumlusun.
“Ego her şeyden önce beden egodur”, demiş Freud. Çünkü içinde yaşadığımız beden, ilk mekanımız ve ilk evrenimiz, evimiz. Neler olup bittiğini oradan bakıp anlamak, Dışavurumcu Dans/Hareket Psikoterapisinin bilgi birikiminin ve sanatın her şeyi mümkün kılan özgürlükçü tutumunun ışığında, kendilik bilgisini kuşanıp, psikolojik dayanıklılığımızı arttırarak; yeterince iyi, anlamlı bir hayatı, tüm eylemlerimizle, kendimiz için kendimiz yaratabiliriz ancak, başkası değil.
Ve yaşam tıpkı bir sanat gibi çocuksu bir merak ve ilgiyle yapıp/yıkıp/yaparak adım adım dansa/esere dönüşebilir. Bu mümkün. Eylem/hareket/dans, kelimeler, müzik, cesaret ve beraberlik birleştiğinde hayat mucizeler ve güzelliklerle dolu bir şölen olabilir. Yine de bu bir vaat değil, benim iddiam sadece. Çölde kuyu arayan Küçük Prens’in izlerini takip ettim. Çok kolay olacağını söyleyemem, ortak çabamıza ve acı verici olanla yüzleşmemize bağlı. Her şeye rağmen hatalar, kazalar, kusurlar yetersizlikler olur mu? Olur. İnsanız çünkü. Tek başına her şeye muktedir değiliz. Ancak birlikte kolaylaştırabiliriz hatta eğlenebiliriz. Bu da vaat değil, olasılık sadece.
Benim sorumluluğum yukarıda tüm sıraladıklarımla birlikte, güvenli alanı oluşturmak, tanık olmak ve birlikte dans/hareket etmek, sonrasında olanlar üzerine beraberce düşünmek. Davetim farkındalığa ve yaratıcılığa, davetim bilgiye ve sanata, davetim ifadeye ve iradeye. Velhasıl bu hareketli rehber, yaşama kendi dansınla katılabilmen için. Fark edebilmenin ve fark yaratabilmenin peşinde, dünyana ve dünyamıza değer ve anlam katabilmen için. Burada ve yanındayım.
Atölye Ekim ayından itibaren ayda bir kez yüz yüze Pazar günü saat 11.00 ile 13.00 arasında Asuman Aktay Müdahalesiz Sanat Alanı’nda yapılacaktır. yapılacaktır. Her biri konu başlıklı tek oturum olduğu için hepsine ya da seçtiklerinize katılmanız mümkündür. Katılım sayısı sınırlıdır ve önceden rezervasyon yaptırmanız gerekmektedir. Hareket ve dans olanağı sağlayan rahat giysiler getirmeniz iyi olacaktır.
aytulhasaltun@gmail.com adresinden kayıt olabilirsiniz.
Asuman Aktay Müdahalesiz Sanat Alanı
Abbas Ağa Mah. Uzunca Ova Cad. Mine Apo. Kat2 78/9 Beşiktaş
Gayrı Resmi Yaşam Döngüsü
insanlık vicdan ve adaletten bu kadar yoksunken, tutkularım; dans/edebiyat/eşim/çocuğum/yeşil/dağ/deniz/kedim Coco/şehir/eski kitap kokusu/yeni defterler/stabilo marka siyah kalem/sinema/sardunya/portakal çiçeği kokusu/ su-deniz-havuz-hamam/yırtık pırtık eşofmanlarım/annemin hep gülümseyen fotografları/ayna-kamera-sahne/bölünmemiş kesintisiz uyku/benimle gezmekten yorulmuş tabanı düz ayakkabı- bot-sandalet-terlik/pembe çiçekli perdelerim/ailemin en büyüğünden bayram masaları/çocukluk ansiklopedilerim/eski defterlerim-eski/yeni aşklarım/maydanoz tarlalarındaki çocukluk kokum/sonsuzluk-sonsuz aşkım/vazolar/ata kadınlarımdan bana kalanlar/tüm tatlı meyveler/kaybolduğum sokaklar/güneş-yağmur-kar-dolu/kentlerin kalbinden geçen sular/ su kenarlarındaki kahveler/bebek ayağı kokusu/ yaşarken bulduğum kardeşlerim ve yollar ama en çok tren rayları…
en çok bunlara tutunarak yaşıyorum…
yapılandırılmış/kurgulanmış/planlanmış yaşayamıyorum. hareketin doğallığına ve akışa inanıyorum, değişime-değiştirip dönüştürmeye inanıyorum, insana inanıyorum.
yaşamak bazen zul geliyor/kendimce yaşamayı çok seviyorum
tenimden öte, içimde en derinimde yankılanan şu sözleri en kötü, en umutsuz zamanlarımda aklıma getiriyorum;
” dans et, yoksa kaybolacağız…”
en büyük “kötülükler” bile hayatımı çoğalttıyor. sahnedeki malzemem, tüm deneyimimle bedenim, her yer sahnem olabilir ve sahnem benim biricik evimdir…
Aytül Hasaltun Bozkurt
Sanatçı,Yazar ve Dans-Hareket Psikoterapisti
Atölye Başlık ve Tarihleri;
1 Ekim Pazar 11.00-13.00
Bağ
Ben ve Öteki
5 Kasım Pazar 11.00-13.00
Kimim Ben; Güçlü Yanım/KırılganYanım
3 Aralık Pazar 11.00-13.00
Neye inandım?
Neyin değişmesine İhtiyaç duyuyorum?
7 Ocak Pazar 11.00-13.00
Anda Olan/ Yeniden Başlamak
4 Şubat Pazar 11.00-13.00
Devam mı Tamam mı?
Devam Etme Kararlılığı mı Vazgeçme Cesareti mi?
3 Mart Pazar 11.00-13.00
Sorumluluk; Suçluluk ve Telafi, Kayıp ve Yaratıcılık,
7 Nisan Pazar 11.00-13.00
İfade ve İrade Aracı Olarak Sanatım, Kendi Dansım
5 Mayıs Pazar 11.00-13.00
Benim Bedenim, Benim Sınırlarım
2 Haziran Pazar 11.00-13.00
Yeterince İyi